BAŞA DÖN

Reklam Alanı

Güney Koreli ve Portekizli kız öğrenciler, organik tarımı öğrenmek için Erzurum'a geldi

Güney Koreli ve Portekizli kız öğrenciler, organik tarımı öğrenmek için Erzurum'a geldi. Organik tarıma destek vermek için tarlada çiftçiler gibi çalışan öğrenciler, ellerinde kazma kürekle çapa yapıyor.
Doğu Anadolu Tarımsal Üreticiler ve Besiciler Birliği tarafından 2006 yılında başlatılıp zamanla bölgede ve ülkede yaygınlaşan organik tarım projesi kapsamında Güney Kore ve Portekiz'den Erzurum'a gelen kız öğrenciler, tarlada çalışıyor. Gönüllü öğrenci Belgüzer Üzümcü ile birlikte organik tarıma destek vermek için Güney Kore'den gelen Yoonnyung Chang ve Eurjeong Kim ile Portekizli Mariana Vieira, Dadaşköy'de tarlada organik tarımı uygulamalı olarak öğreniyor.
Erzurum'da organik tarımı öğrenmek için 15 gün süreyle tarlada çalışacaklarını, çapa ve benzeri işleri yapacaklarını ifade eden Güney Koreli ve Portekizli öğrenciler, organik tarımın önemine değindi.
Güney Koreli öğrenciler Yoonnyung Chang ve Eurjeong Kim ekonomi, Portekizli Mariana Vieira ise Alman Dili bölümünde öğrenim gördüklerini, bölümlerinin dışında da organik tarıma ilgili olduklarını söyledi. Yabancı öğrenciler, "Organik tarım dünyanın meselesi. Organik üretim için, organik tarım şart. Organik tarıma tüm dünya ülkeleri duyarlı olmak zorunda" diye konuştu.
İstanbul'dan Erzurum'a gelen Belgüzer Üzümcü de, "Arkadaşlarımız Güney Kore ve Portekiz'den geldi. Türkiye'ye geldiklerinde Erzurum'da organik tarım yapıldığını öğrendik. Bunun üzerine hepimiz gönüllü olarak Erzurum'a geldik. Burada tarlada çalışarak organik tarım yapmayı öğreniyoruz" dedi.

"ORGANİK TARIMDA DÜNYA BİZİ BİLİYOR ARTIK"
DATÜB Başkanı Nazmi Ilıcalı, 2006- 2007 yıllarında kendileri tarafından başlatılan organik tarımın artık tüm dünyaya yayıldığını belirtti. Ilıcalı, organik tarım kapsamında üretilen organik buğday ve nohut gibi ürünlerin pazarı için Almanya ve Fransa gibi ülkeleri belirlediklerini, organik şalgam turşusu, çilek reçeli, buğday, nohut, mercimek satmak için birçok ülkeyle ön anlaşmalar imzaladıklarını kaydetti.
Yapılan anlaşmalar neticesinde Sudanlılara organik tarımı öğreteceklerini ve bunun için Sudan'a gideceklerini ifade eden Ilıcalı, "Artık Erzurum'da başlayan organik tarımı dünya ülkeleri de biliyor. Bunun için bugün olduğu gibi dünyanın birçok ülkesinden insanlar Erzurum'a geliyor. Koreli ve Portekizli öğrenciler Erzurum'da bizim tarlalarımız da çapa yaparak, çiftçi kadınlarımızla çalışarak organik tarım öğreniyor" dedi.
Organik tarımın bölge ekonomisine de çok büyük katkı sağlayacağını belirten Ilıcalı, "Doğu Anadolu Bölgesi 2000 metre rakımda karasal iklimin hüküm sürdüğü, sanayinin az olduğu, işsizliğin, yoksulluğun yoğun olduğu bir bölge. Bu nedenle tarım ve hayvancılık bölgede en önemli geçim kaynağı. Doğu Anadolu Bölgesi gelişmiş bölgelerin bitkisel üretimi karşısında verimli üretim yapamamakta, pazara hakim olamamaktadır. Doğu Anadolu çiftçisi bitkisel üretimde başarılı olamayıp pazarını kayıp edince tarımdan
çekilmiş, büyük kentlere göç etmeye başlamıştır. Bölge çiftçisinin fakirliği nedeniyle bölgede yıllardır gübre kullanılmamıştır. Soğuk hava koşulları nedeniyle de kimyasal tarım ilacı kullanımına gerek görülmemiştir. Tarım Bakanlığı'nın kayıtlarında da Doğu Anadolu'da kimyasal gübre kullanımının gelişmiş bölgelerin kullandığı miktarın çok altında olduğu görülmektedir. Böylece bölge organik üretim için önemli bir potansiyele sahiptir" diye konuştu.

"HEDEF ORGANİK HAYVANCILIK"
Doğu Anadolu Bölgesi'nde organik tarım ile birlikte hayvancılık ve mera konusuna da değinen Ilıcalı, şunları söyledi: "Türkiye mera varlığının yüzde 27'si, Türkiye etkili yem varlığının yüzde 45'i Doğu Anadolu Bölgesi'ndedir. Türkiye hayvan sayısının yüzde 22'sine sahip olan Doğu Anadolu Bölgesi'nin hayvancılık potansiyeli de yüksektir. Doğu Anadolu Bölgesi, geleneksel hayvancılık yapıldığı ve hayvancılık teknikleri yaygınlaşmadığı için bu alanda gelişememektedir. Doğu Anadolu'da hayvancılığın
gelişmesini engelleyen önemli bir faktör de yaygın olan ahır sistemidir. Süt üretiminde hala elle sağım devam etmektedir. Tüberküloz ve brucella hastalıkları görülmektedir. Besi hayvanları kalitesiz yemlerle beslendiği için besi süresi uzamakta, maliyetler artmaktadır. Hayvan kesimlerinde hayvan refahına özen gösterilmediği için ilkel yöntemlerle kesimler yer yer devam etmekte, etin kalitesi düşmektedir. Doğu Anadolu Bölgesi'nde hayvancılığın gelişmesi, yaygınlaşması için önemli bir alternatif organik
hayvancılıktır. Doğu Anadolu Organik Hayvancılık Projemize Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Doğu 
Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve Erzurum Veteriner Araştırma Kontrol Enstitüsü teknik destek vermektedir" dedi.

Hiç yorum yok