Yonca yetiştirciliği ve yonca nasıl yetiştirilmeli
Yonca yetiştirciliği
Yurdumuzda adi yonca veya kısaca yonca olarak tanınan bu bitki, dünyada en çok yetiştirilen yem bitkisidir. Yem bitkilerinin kraliçesi olarak adlandırılan yonca, tarımı yapılan hemen tüm yem bitkilerinden daha yüksek bir yem değerine sahiptir. Birim alana protein verimi de yüksek olan yoncanın kuru ve yeşil otu her türlü hayvan için lezzetli ve besleyicidir. Otu vitaminlerce çok zengindir. İçerisinde en az 10 vitamin bulunduğu bilinmektedir. Özellikle karotin (provitamin A), tokoferol (Vitamin E), vitamin K, piliç derileri ve yumurta sarısı rengini iyileştiren Ksantofil (Xanthophyll), maddeleri yönünden zengindir.
Yonca yetiştirciliği ve yonca nasıl yetiştirilmeli |
Yapılan istatistikler göre, yoncanın dünyada toplam 32 milyon ha ekim alanı bulunmaktadır. Kuzey Amerika 13 milyon ha ekim alanı ile ilk sırayı almakta, bunu her biri yaklaşık 8 milyon
ha ekim alanları ile Avrupa ve Güney Amerika takip etmektedir. Yonca, Asya, Avustralya ve Afrika kıtalarında belirli ülkelerde önem taşımaktadır. Ülke olarak yonca ekim alanında 10.5 milyon ha ile ABD gelmekte, bu ülkeyi Arjantin (7.5 milyon ha), BDT (4.5 milyon ha), Kanada (2.5 milyon ha), İtalya (1.3 milyon ha) ve Çin (l milyon ha) takip etmektedir
Toprak ve İklim İstekleri
Yonca, toprak yönünden fazla seçici değildir. Ancak derin, verimli, sulanabilir, iyi drenajlı ve nötr topraklarda iyi gelişir. Çok ağır ve çakıllı topraklarda gelişmesi yavaşlar. Yonca çok asit topraklarda iyi gelişemez. Bu topraklarda fazla Aliminyum, Mangan ve Demir zararlı etkilerde bulunur. Asitli topraklarda kireçleme yapılması gereklidir. Hafif alkaliliğe(Kireçli) daha toleranslıdır. Ancak fazla alkali topraklarda da iyi gelişemez.Yoncalar genellikle ılık ve nemli yerlerde iyi gelişirler. Örneğin, adi yonca için optimum yetişme sıcaklığı 15-25°C/10-20°C (gündüz/gece) kabul edilir. Daha düşük sıcaklıklarda büyüme yavaşlar, çiçeklenme gecikir. Çok sıcak havalarda bitkiler erken generatif devreye geçerler. Yonca kurağa dayanıklıdır. Fakat sıcak bölgelerde sulama yapılması gerekmektedir.
Ekim ve Bakımı
Tohumlarının küçük olması nedeniyle, yonca ekilecek tarla çok iyi hazırlanmalıdır. Ekim yatağı sert, yabancı otlardan temizlenmiş olmalı ve toprağın birkaç cm derinliğinde nem bulunmalıdır. Bu nedenle derince sürülen toprakta birkaç kez diskaro veya tırmık çekilmelidir. Ağır topraklarda yüzeyin çok ufalanmamasına dikkat edilmelidir. Aksi halde ekimden sonra gelecek yağmurlar kaymak bağlamaya ve çıkışın zayıflamasına neden olabilir.
Ekilen tohumların % 20-50'sinin bitki geliştirdiği düşünüldüğünde, bir dekar alan için 400-500 g tohumun yeterli olabileceği hesaplanabilir. Ancak çimlenme ve sürme kayıpları ile fidelerdeki ölümler nedeniyle ekim oranı arttırılmalıdır. Genel olarak l kg/da tohumun ekim için yeterli olduğu kabul edilir. Yurdumuzda bu ekim oranı ile yapılan ekimlerden çok iyi bir bitki örtüsü elde edilir. Bazı yörelerimizde serpme ekimde dekara 4-5 kg tohum atılmaktadır. Serpme ekimlerde ekim yatağının iyi hazırlanmaması ve ekim derinliğinin ayarlanamaması yüzünden atılan tohumların çok azı fide oluşturabilir. Seyrek ekimlerde bitkiler bol kardeşlenerek boşlukları doldurur. Bu nedenle, ekimde fazla tohum kullanmanın fazla bir yararı görülmez
Yonca ekim zamanı bölgenin yağış, sıcaklık ve ekim nöbeti sistemlerine göre değişir. Genel olarak yonca ilkbahar ve yaz sonu sonbahar olmak üzere iki ayrı dönemde ekilebilir. Sonbahar ekimlerinde yabancı ot sorunu çok azalır. Ekimi takip eden ilkbaharda fideler hızla büyümeye başlar. Ekim yılında daha iyi bir ot veya tohum ürünü alınır. Ancak yonca fideleri soğuğa karşı çok hassastır. Özellikle gelişmenin ilk devrelerinde hafif soğuklar bile büyük zararlar yapabilir. Bu nedenle Orta ve Doğu Anadolu bölgelerimiz gibi kışları sert geçen yerlerde, erken sonbahar ekimi yapılamayan alanlarda yonca ilkbaharda ekilmelidir.
Ekimde kullanılacak yonca tohumluğunun fiziksel ve biyolojik değeri yüksek, sertifikalı tohum olmasına özen gösterilmelidir. Yonca tohumu normal depo şartlarında bile canlılığını uzun süre koruyabilir. Bu nedenle kuru bir alanda depolanan, temiz bir yonca tohumluğu uzun süre ekim amacı ile kullanılabilir.
Yonca, ihtiyacı olan azotun büyük bir bölümünü köklerindeki yumrucuklar,vasıtasıyla alır. Eğer tarlaya ilk kez yonca ekimi yapılmışsa mutlaka aşılanmalıdır.
Yonca çeşitli yöntemler ile ekilebilir. Bunlardan en basiti, tohumların el veya makina ile serpilerek ekilmesidir. Düzenli yağış alan yörelerde toprak yüzeyi nemli kaldığından serpme ekim başarılı sonuçlar verebilir. Ancak çoğunlukla serpme ekim yönteminde tohum israf olacağı gibi, düzenli bir çıkış da sağlanamaz. Yonca tarımında en iyi ekim yöntemi, sıraya ekimdir. Ancak, özel ekim makinaları Yurdumuzda fazla miktarda bulunmadığından tahıl ekim makinaları yonca ekiminde kullanılır.
Yonca topraktan fazla miktarda besin maddesi kaldıran bir bitkidir. Yapılan hesaplamalara göre l ton/da yonca kuru otu ile 28 kg Potasyum, 20 kg Kalsiyum, 3 kg Magnezyum, Fosfor ve Kükürt kaldırılmaktadır. Yonca etkili bakteri kültürü ile aşılanmış veya toprakta doğal olarak bakteriler bulunuyorsa bitki köklerinde bol miktarda yumrucuklar (nodoziteler) oluşur. Toprakta fazla Azot bulunması halinde yumrucuk oluşumu azalmakta ve bitki toprakta bulunan azotu kullanmaktadır. Bu nedenle yoncaya fazla azot verilmesi önerilmez. Ekimde sadece yumrucuk oluşumu öncesinde kullanılmak üzere az miktarda azotlu gübre verilmelidir.
Fosfor, fide gelişimi için gerekli bir elementtir Yonca, çok fazla miktarda Potasyum kaldıran bir bitkidir. Birçok metabolizma olayında, örneğin yedek besin maddelerinin depolanması, soğuğa dayanıklılık vb. gibi olaylarda Potasyum olumlu etkide bulunur. Yonca tarlasına ahır gübresi uygulaması yoncanın, yumruların gelişimi için oldukça önemlidir.
Yonca toprak asilliğine çok hassas bir bitkidir. Bu nedenle asit topraklarda kireçleme yapılması gerekir ve kireçleme ekimden birkaç ay önce yapılmalıdır.
Ekimden sonra yonca tarlasında en önemli bakım işlerinden birisi, yabancı ot savaşıdır. Yonca tarımının yaygın olduğu ülkelerde yabancı ot kontrolü, özellikle bitkinin dormant olduğu veya erken gelişme dönemlerinde uygulanan herbisitler ile yapılır.
Yonca'da her biçimden hemen sonra ve 14 gün sonra olmak üzere iki kez sulamanın verimi çok arttırdığı görülmüştür. Doğu Anadolu'da biçimden bir hafta önce ve biçimden bir hafta sonra olmak üzere her biçim için iki kez sulamanın uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Bölgemizde 7-8 biçim için 12 defa sulanması uygundur.Tohum üretimi yapılan tarlalarda meyve oluşumu ve tohum olgunlaşma döneminde sulama yapılmamalıdır. Aksi halde dipten yeniden yeşil sürgünler geleceğinden, tohum hasadı ve harmanı büyük ölçüde zorlaşır.
OT ÜRETİMİ
Yonca çiftlik hayvanları için çok lezzetli, besleme ve sindirilme değeri yüksek bir ot üretir. Bu yüksek verim ve kalitedeki ot ürününü alabilmek için yoncada biçim, toplama ve depolama işlemlerine çok dikkat edilmesi gerekir. Yoncada çiçeklenmenin başlangıç dönemi (1/10 çiçeklenme) genel olarak ideal biçim dönemi kabul edilir. Bu devrede sap ve yaprakların verime katkıları % 50 - % 50 oranındadır. Örneğin ince saplı, bol yapraklı ve ot içerisinde protein oranının fazla olması isteniyorsa tomurcuklanma; ot rasyon içerisinde kaba yem olarak kullanılacaksa çiçeklenme sonlarında biçilebilir. Ayrıca genç hayvanların beslenmesi için biçimler erken dönemlerde yapılabilir. Yonca tarlasında biçimlerin devamlı erken devrelerde yapılması verimin azalmasına ve seyrekleşmeye yol açar. Bunun başlıca nedeni bitki kök ve kök tacındaki besin maddelerinin azalması ve tükenmesidir.
Normal koşullarda çiçeklenme çağındaki yoncalar 10 cm kadar anız bırakılacak şekilde biçilmelidir. Daha sonraki devrelerde bir sonraki biçimi oluşturacak yeni sürgünler çıkmaya başlayacağından bu devrelerde (örneğin tam çiçeklenme, meyve bağlama gibi) yapılacak biçimlerde daha yüksek anız bırakılmalıdır. Aksi halde yeni sürgünlerin uçları kesileceğinden bir sonraki biçim gecikir ve verim azalır.
Yonca bir yıl içerisinde çok sayıda biçilebilen bir bitkidir. Akdeniz Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu'nun batı kesiminde 7-10 biçim alınabilir. Ot verimi toprağın verimine, gübrelemeye, sulamaya göre değişir. Ortalama olarak her biçimden dekar başına l ton yeşil ot veya 250-300 kg kuru ot alınabilir. Verim, biçimlere göre de değişir. İlk biçimlerde genellikle verim yüksektir. Daha sonra verim giderek azalır.Yoncada biçim aralıkları mevsimlere göre çok değişir. Büyüme mevsimi başlangıcı ve sonunda, diğer bir deyimle erken ilkbahar ve geç sonbahar biçimlerinde biçim aralıkları 30-35 gün olmasına karşılık, büyümenin hızlandığı geç ilkbahar ve yaz aylarında bu süre 20-25 güne kadar inebilir.
Bir yoncalığın ekonomik ömrü 5-7 yıl kabul edilir. İkinci ve üçüncü yıllarda verim yüksektir.
Yoncanın Çeşitli Biçim Devrelerinde Kimyasal Kompozisyonun Değişimi (%)
Biçim Devresi - Ham Protein - Ham Yağ Ham - Selüloz N-s\z Öz Madde - Ham Kül Çok Genç
23.3
3.3
22.7
38.7
12.0
Genç
n 29.1
3.2
23.8
33.9
10.0
Çiçeklenme Başlangıcı
19.5
3.2
27.7
39.5
10.1
Tam Çiçeklenme
17.1
2.5
30.8
40.4
9.2
Meyve Bağlama
12.9
2.1
37.5
39.6
7.9
Saman
9.9
1.6
43.8
37.3
7.4
Yoncada biçimden sonra gözetilecek en önemli nokta, otun besleme değerini düşürmeden toplanması ve depolanmasıdır. Normal biçim döneminde kuru maddenin % 50'si, proteinin % 70'i yapraklardadır. Bilindiği gibi yapraklılık ile ot kalitesi yakından ilişkilidir. Bu nedenle otun kurutulmasındaki ana hedef yaprakların korunması olmalıdır. Yonca otu çeşitli yöntemler ile kurutulabilir. En basit ve yaygın olarak kullanılan yöntem biçilen otun tarla üzerinde doğal olarak kurutulmasıdır. Kuruyan ot daha sonra çeşitli aletler ile toplanarak yığın veya balyalar halinde depolanır.
Yonca yapraklarının çok kırılıcı olması nedeni ile tarlada kuruyan yoncada yaprak dökülmesi büyük bir sorundur. Bu nedenle, kuru ot, sabah erken saatlerde toplanmalıdır. Nemli ve yağışlı bölgelerde otun yerde kurutulması oldukça güçtür. Bu bölgelerde yonca otu sehpa veya çitler üzerine serilerek kurutulur.Yonca otu silaj yapılarak da değerlendirilebilir. Silaj üretiminde yaprak kayıpları minimuma iner. Yonca otu silajlık mısır ile karıştırılarak silaj yapılması daha uygundur.
Yonca bitkileri kış öncesindeki belirli bir dönem içerisinde yedek besin maddelerini üretmek ve depolamak zorundadır. Bu dönemin genellikle ilk don tarihinden 4-6 hafta öncesi olduğu kabul edilir. Bitkiler ilk don tarihinden ortalama bir ay öncesi dönemde ürettikleri karbonhidratları kök ve kök taçlarında depolarlar. Eğer bu dönemde biçim yapılırsa, depolanan yedek besin maddeleri bitkinin yeniden sürmesi için kullanılır.
Yedek besin maddelerince fakir olarak kışa giren ve kıştan zarar gören bitkiler ilkbaharda yavaş büyümeye başlarlar. Bitkilerde sürgün sayısı az, sürgünler sarı-yeşil renkte ve zayıftır. Bu şekildeki yonca tarlaları uygun bir amenajman ile tekrar eski verimliliğine kavuşturulabilir. Kış zararı gören yoncalıkları eski verimine ulaştırmak için, ilkbaharda ilk biçim tam çiçeklenme hatta meyve bağlama dönemine kadar geciktirilmelidir.
Tohum Üretimi
Çiçeklenme ve tohum tutma dönemlerinde fazla yağış almayan, bol güneşli, gün uzunluğu fazla, hava nemi düşük bölgeler yonca tohumu üretimi için çok uygundur. Bu iklim koşullarında yaprak hastalıkları daha az gelişmekte, böcek aktivitesi ve tozlama fazlalaşmakta ve hasat daha kolay yapılmaktadır. Yonca yabancı çiçek tozu ile tozlanır ve döllenir, bu nedenle çevrede çok sayıda böceğin olması gerekmektedir.
Bu nedenle arıların kovanları yonca tarlalarının yanına konularak tozlanma ve döllenme oranı sonuç olarak tohum verimi arttırılır.
Tohum üretimi normal ot üretimi için ekilen tarlalarda da yapılabilir. Ancak yapılan çalışmalar, tohum üretimi yapılacak yonca tarlalarının daha geniş sıra arası ile ekilmesi gerektiğini göstermiştir. Erzurum şartlarında üç farklı yonca çeşidi ile yapılan çalışmalarda maksimum tohum verimi için 50 cm sıra arası ile ekilmesi gerektiği bulunmuştur. Aynı bölgede Bilensoy ve Ladak çeşitleri ile yapılan bir çalışmada en yüksek tohum verimi, 75 cm sıra arası mesafe ve 500 g/da ekim oranı ile ekilen parsellerden sağlanmıştır.
Böcekler tarafından döllenen çiçekler salyangoz biçiminde meyve oluştururlar. Başlangıçta, yeşil olan meyveler gittikçe koyulaşır ve kahverengine dönerler. Meyvelerin büyük bir bölümü esmerleştiği zaman hasada başlanır. Hasat geniş alanlarda iyi ayarlanmış biçer döverle, küçük alanlarda ise bitkiler orak veya tırpan ile biçildikten sonra sert bir zemin üzerinde dövülerek tohumları alınabilir. Üretilen tohumlar iyice kurutulduktan sonra depolanabilir. Tohum verimi çok değişkendir. Sulu koşullarda verim 30-100 kg/da arasında değişir. Kıraçta ise verim 10-30 kg/da kadardır.
YORUM EKLE