BAŞA DÖN

Reklam Alanı

İstiridye yetiştiriciliği, endüstriyel yetiştiricilik

İstiridye yetiştiriciliğine ilk başlayanlar çok kazanacak. Daha önce de bu konuya kısmen değinmiştik. Lakin bugüne kadar pek ses çıkmadı. İstiridye yetiştiriciliği hem kolay hem da kazançlı bir iş! Yeniden hatırlatmamızda yarar var. İstiridyeye piyasa dilinde genellikle ‘tarak’ adı veriliyor. Gurme restoranlarda ve balıkçı tezgâhlarında aranan bir deniz ürünü...
 Midyeden değerli ve çok daha lezzetli!



Alışkanlığa göre çiğ ya da pişmiş olarak yeniyor. İstiridyenin biyolojik anlamda birçok çeşidi var. Büyüklüklerine ve cinslerine göre sınıflandırılıyor.

Genellikle ‘lüks gıda’ olarak değerlendirilen istiridyenin besleyici özelliklerinin yanı sıra afrodizyak niteliklerinin bulunması onu daha da değerli kılıyor.

Doğal avcılığı yapılmakla birlikte her yerde rastlanmaması, onu zengin sofralarının lezzeti haline getirmiş durumda.



İstiridye temiz su isteyen bir ürün. Kirli sularda ağır metalleri bünyesinde topluyor. Bu açıdan endüstriyel yetiştiricilik halen en sağlıklı yöntem!

Yetiştiricilikte hastalıklara karşı dayanıklı türler tercih ediliyor. En tanınmışı ‘crassostrea gigas’ adlı okyanus istiridyesi. Hem kolay ürüyor, hem de eti çok kıymetli.



İstiridyeler ‘fitoplankton’ denilen mikroskobik canlılarla besleniyor. Ortamın oluşturulması ise yapay havuzlarda yapılıyor. Çoğaltılan mikroskobik canlılar yetiştirme sahasına periyodik olarak veriliyor.



İri boy bir istiridye, yaklaşık 18 ayda ticari ağırlığa erişiyor.

Avrupa’da başta Fransa olmak üzere, kapalı sistemlerde yetiştiricilik epey gelişmiş. İstiridyeler özel havuzlar içine monte edilmiş raflarda, kontrollü olarak besleniyor.



Geleneksel teknikler ise Avustralya ve Japonya’da var. Burada sepetler içinde yetiştiricilik yaygın. En lezzetli istiridyelerin yetiştirildiği Pasifik Okyanusu’nda, bu amaçla modern istiridye çiftlikleri kurulmuş.

Dünya ticaretinde önemli bir yere sahip olan istiridye ticaretinde fiyatlar, dünya borsalarına göre oluşuyor. Yetiştiricilerin çoğu, ürünlerini yüksek fiyatlarla gelişmiş ülkelere ihraç ediyor.



Türkiye’de henüz bu konuda yoğunlaşmış bir endüstri yok. İtalya, Yunanistan ve İspanya’da ise örnek çiftlikler kurulmuş durumda. Buralarda yetiştirilen istiridyelerin yalnız etinden değil, kabuğundan da yararlanılıyor. Yüzde 97’si ‘saf kalsiyum karbonat’ olan kabuklar öğütülerek, doğal kalsiyum içeren ilaçlara konuyor.



Güneydoğu Asya’da ise bazı istiridye tarlalarında ‘inci’ üretimi yaygın. Ancak bu iş çok zahmetli ve zaman isteyen bir faaliyet! Türkiye’deki bazı denizel alanlar, istiridye yetiştiriciliği için oldukça uygun. Ancak sistem konusunda bilgi sahibi olmakta ve bu konudaki tüm uygulamaları yerinde görmekte yarar var.

Hiç yorum yok